İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 9 Eylül Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Töreni’nde, “2014 yılında terör örgütüne katılan sayısı 5 bin 558 idi bugün ise 41. Türkiye’de 29 Ekim 2023 tarihinde bir tek terörist kalmayacak. Türkiye terör hadisesini tamamlamış bir ülke olacak. Cumhuriyetin ikinci asrına bırakacağımız en önemli olgulardan birisi budur” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İzmir’de 9 Eylül Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı. Törende Bakan Soylu’nun yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, 9 Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, AKP İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli yer aldı.
Törende konuşma yapan Bakan Soylu, “Bakanlığımızın önleyici ve aydınlatıcı fonksiyonu var. Esas mesele önlemektir. Türkiye terörle mücadele etti, ediyor. Türkiye’nin savunma sanayiinde ortaya koyduğu büyük gelişim ve kalkınma ortadadır. Biz sadece terörle mücadeleyi silahlı mücadeleyle yapmadık. Özellikle 15 Temmuz sonrası yeni dönemde, Türkiye ciddi bir konsept değiştirdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu tecrübeyle, örgütün tamamına dönük, kesintisiz operasyon mantığına geçtik ve sürekli olarak tarama faaliyetindeyiz. 2014 yılında terör örgütüne katılan sayısı 5 bin 558 idi bugün ise 41. Ben sonuca bakarım. Bunu nasıl yaptık? Bunu büyük bir cesaretle yaptık ama en önemlisi terör örgütünün havzasını daralttık. Biz karar verdik. 29 Ekim 2023 tarihinde Türkiye’de bir tek terörist kalmayacak. Türkiye terör hadisesini tamamlamış bir ülke olacak. Cumhuriyetin ikinci asrına bırakacağımız en önemli olgulardan birisi budur” dedi.
“72 SAAT KIPIRDAMADAN AYNI YERDE PUSUDA KALIYORLAR”
Türkiye’nin terörle mücadelede profesyonelleştiğini belirten Bakan Soylu, “Şu anda bizim çocuklarımız 72 saat kıpırdamadan aynı yerde pusuda kalabiliyor. Karşınızda havacılık, sağlık eğitimi alan Amerika’nın, Fransa’nın eğitim verdiği bir terör örgütü vardır. Türkiye’deki terör örgütü üyesi 120’nin altına düştü. PKK ile ilgili anneler, babalar üzerinden 10 binlerce insanla görüşerek, ikna ederek bir anlayış başlattık. Dağlara annelerinin resimlerini asıp, onların bayramda ne sevdiğini anlatıp, ‘Gel devletine teslim ol. Biz seni bekliyoruz. Hapisten çıkacaksın; sana yeniden çöreğini yapacağım’ diyerek sesleniyoruz. Annelerinin sesleri üzerinden onlara sesleniyoruz. Biz uyuşturucu ile ilgili de büyük bir mücadele veriyoruz. Dünyayı uyuşturucu konusunda büyük bir tehlike bekliyor. 2016’da uyuşturucuya bağlı ölümler 920’dir. Şu anda bu rakam 270’e düştü. Bütün uyuşturucu kullanıcı ve satıcılarıyla bir araştırma yaptık. Politikamızı ve yol haritamızı belirledik. Şu anda 119 bin metruk bina tespit ettik. Bunun 114 binini yıktık veya rehabilite ettik. ‘En İyi Narkotik Polisi Anne’ diye bir proje ortaya koyduk. Sadece bu yıl 1 milyon anneye ulaştık. Uyuşturucu suçlarında bir tahminleme programı yaptık. Adı ‘Asena’. Bu sistem sayesinde 5 bin 473 yakalama gerçekleştirdik. Teknolojiyi, önleyiciliği kullanıyoruz. Projeler gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
“BELEDİYELER, KADIN SIĞINMA EVLERİ KONUSUNDA ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMIYOR”
Kadına şiddet olaylarına yönelik açıklama yapan Bakan Soylu, “Türkiye kadın meselesini dünyadaki bütün ülkelerden daha fazla önemseyen bir konumdadır. 4 milyon 100 bin civarında KADES’e kaydolan var. Elektronik kelepçe izleme merkezimiz var. Dünyada buna benzer bir sistem yok. Şu anda bu sistemi takip etmeye çalışıyorlar. Bu yıl ‘Kadına el kalkamaz’ diye bir proje başlattık. Yaklaşık 4,5 milyon erkeği bilgilendirdik. Belediyelerden şikayetçiyim. Kadın sığınma evleri konusunda üzerlerine düşeni yapmıyorlar. Burada ‘o parti, bu parti’ diyor değilim. Maalesef böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. İkinci asra doğru gidiyoruz. Kendi biyometriklerimizi, yüz tanıma sistemlerimizi kendimiz yaptık. Whatsapp’tan çok daha iyi bir iletişim yazılımımız var. Türkiye eski Türkiye değil. Dünyaya söyleyecek çok sözümüz, yapacak çok işimiz var. Lübnan’da büyük bir ekonomik kriz var. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla çocukların gıda ve süt ihtiyacını karşılıyoruz. İyilik gemileri gönderiyoruz. Oradaki insanlar ‘Denizin karşısında bir iyilik milleti, denizin karşısında bir iyilik lideri var’ diyorlar. Bunlar bir ülkenin duyabileceği en onurlu tanımlardır” ifadelerini kullandı.
“YÜZYILLARIN KARAKTERİ ÖNEMLİDİR”
Yeni akademik yılın hayırlı olmasını dileyen Bakan Soylu sözlerini şöyle sürdürdü:
“9 Eylül Üniversitesi, bugün tam da bizim kültürümüzde olgunluk yaşı kabul edilen yaşta, yani 40 yaşında. Güzel bir tesadüf ki, tam da bu olgunluk yaşındayken, çok özel bir akademik yıla, güzel Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başlangıcına adım atıyor. Yüzyılların karakteri önemlidir. Nasıl tarif ettiğimiz, nasıl anladığımız, nasıl davrandığımız önemlidir. Ülkelerin yüzyılı için de dünya yüzyılı için de bu böyledir. Bizden öncekiler, büyük bir fedakarlıkla, bir milleti yok olma eşiğinden kurtarıp, büyük bir tarihi mirasın üzerine bir Cumhuriyet kurup, bize emanet ettiler. Bizler, Cumhuriyetin birinci asrının yaşayanları ve evlatlarıyız. Allah o mücadeleyi verip, bize bu emaneti teslim eden, Kurtuluş Savaşı’nın tüm şehit ve gazilerine başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere gani gani rahmet eylesin.”
“YANIBAŞIMIZDAKİ İKİ SINIR KOMŞUMUZDA DEVLET OTORİTESİ YOK”
21’inci yüzyılda istikrar timsali gelişmiş ülkelerin bile istikrar sorunları yaşadığını belirten Bakan Soylu, “Yanıbaşımızdaki iki sınır komşumuzda devlet otoritesi yok. Amerika, Irak’ı işgal ettiğinde Irak’a demokrasi getirecekti. Afganistan’a barış için gitmişti. Libya, Lübnan, Afganistan, Pakistan ve Filistin uzun yıllardır bir trajediyle karşı karşıya. Güneyimizde ABD destekli bir terör koridoru ve bir terör devleti kurulmak isteniyor; Karadeniz’in kuzeyinde, küresel gıda zincirini tehdit eden bir savaşla karşı karşıyayız. Ortadoğu’dan, Afrika’dan batıya doğru ve bizim üzerimizden geçen, 11 yıldır yönettiğimiz bir göç dalgası var; terör var, siber sorunlar var, küresel uyuşturucu problemi var, hatta iklim sorunları ve yükselen afetsellik var. Avrupa yıllardır örnek olarak gösterildi. Özgürlük ve hürriyet Avrupa üzerinden bütün dünyaya yayılacak. Biz 20’nci yüzyılın sonunda böyle bir dünya beklemiyorduk. Şu anda dört temel krizimiz var. Pandemi sorunu hala bitmiş değildir” dedi.
“ENERJİ DÜNYANIN TEMEL SORUNLARINDAN BİRİ”
Pandemiye değinen Bakan Soylu, “Kendisini dünya ölçeğinde en büyük ülke olarak görenlerin havalimanında maske kapma yarışlarına şahit olduk. Aşı ürettiler ama yoksul ülkelere üretmediler. Yaşlıları ölsün diye onlara hastanelerde bakmadılar, huzur evlerine terk ettiler. Pandemi bize bir şey daha gösterdi. 20’nci yüzyılın sonunda bize önerilen küreselleşme, dünyanın vahşilerinin yönetebilmek için bir kandırmalarıydı. Aslında bu yanılsama yoktu. Dünyayı global bir köy halinde kendilerinin yönetebilecekleri bir anlayış içerisinde ortaya koyanlar iflas etmiştir. Şimdi enerji sorunuyla karşı karşıyayız. Dünyanın temel ikinci büyük sorununda, yani enerji krizinde Almanya, Hollanda, Fransa’nın bu kışı nasıl geçirebileceklerine yönelik büyük bir sarsılma içerisinde olduklarına şahit olduk. Benim şahsi görüşüm Avrupa’nın, Amerika’nın vagonu olduğu ve kendi kendine kabiliyeti olmadığıdır. Enerji krizi yeni başlayan ve sürecek bir krizdir. Enerji krizi çok uzun zamandır çanlarını çalan, yeteneksiz yöneticilerin, Avrupa’ya tedbir almayı geciktiren bir kriz olarak bugün ortada durmaktadır” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE BÜYÜK BİR DEĞİŞİM İÇİNDE”
İngiltere’deki başbakanlık krizine değinen Bakan Soylu, “İngiltere’de kaç aydan beri başbakanlık krizi yaşandığını, bir demokrasinin eşiği değil, yanılsamayla karşı karşıya kaldığımızı bizim nesil tamamen görmüştür. Göçe kaynaklık eden ülkelere ellerini uzatabilirlerdi. Göç meselesini bir sınır meselesi olarak gördüler. İtalya’ya 14 bin kaçak geçti. İtalya’ya giden toplam kaçak göçmen 60 binin üzerinde. Başarılı tiyatro oynuyorlar ve bunu uzun zamandır yapıyorlar. Göç politikasında küresel bir önerileri olmadı. Dünyada göç politikasına karşı en temel çözüm ve önerileri Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye koymuştur. 2011 yılından itibaren politikasız hiçbir adım atmadık; sadece bu yıl 2,5 milyon insana uyum eğitimi vermek dahil olmak üzere. Türkiye düzenli göç ve uyumla ilgili çıkarılan kanunlar dahil olmak üzere Avrupa ve dünyadan çok daha stratejik adımlar atmıştır. Amerika, Avrupa PKK ve PYD’ye yönelik terör koridoru yapacaktı. Son üç yılda PKK’nın Suriye koluna ve PKK’ya tam 2 milyar dolar para aktardılar. Şırnak’a insan gitmezdi. Bugün profesör ve doçentler oraya ders vermeye gidiyorlar. Türkiye büyük bir değişim içinde. Devrimi sadece yollarla, binalarla yapamazsınız. Türkiye’de 20’nci yüzyılda ‘Ben dindarım, ben Aleviyim’ demek kolay değildi” dedi.
“BU NESİL ÇOK ÇEKTİ”
Savunma sanayinin yüzde 20’lerden yüzde 80’e çıktığını söyleyen Bakan Soylu, “Biz savunma sanayini yüzde 20’den 80’e çıkarmasaydık Afrin’den Harkuk’a kadar, Resulayn’a kadar füzelerle ve bombalarla sınır bölgelerimizdeki insanların hayatı zindana dönmüş olacaktı. Afrin’e girerken hepsi bize ambargo koydular. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Terör örgütünün sınırlarımızı taciz etmesini engellemek için girdik. Amerika ‘Benim verdiğim mühimmatları orada kullanamazsın’ dedi. Endişelendik, doğru. Bu ülkenin gücünü bir kez daha sınadık ve kazandık. Genç mühendisler Avrupa’nın, Amerika’nın vermediklerini ürettiler. Türkiye eski Türkiye değil. Bu nesil çok çekti. Her 10 yılda bir darbeyi kabul ettirmek zorunda bıraktılar. Bundan 100 yıl önce galip gelmeseydik ne bu ülkede bayrak dalgalanırdı ne ezan okunurdu. Yaptılar ve bize büyük bir emanet bıraktılar. 600 yıl boyunca biz dünyaya onlar gibi davranmadık, eziyet etmedik. 600 yıl boyunca Osmanlı kimsenin kültürünü başkalaştırmaya çalışmadı. Biz Mevlana’nın çocuklarıyız” ifadelerini kullandı. DHA