Cumhuriyet yazarı Murat Ağırel’in Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde yıkıma neden olan depremlerin ardından bölgedeki ‘yetersizliğiyle’ gündem olan Kızılay’ın, depremin üçüncü gününde AHBAP Derneği’ne 46 milyon lira karşılığında çadır sattığını ortaya çıkarmasının ardından Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık, söz konusu iddiaları doğruladı.
Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Kızılay’ın iştiraki olan Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş üzerinden Ahbap Derneği’ne 2050 çadırı depremin 3. gününde 46 milyon TL’ye satmasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.
TKH’den yapılan açıklama şöyle:
- Kızılay’ın iştiraki olan Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş’nin elindeki 2050 adet çadırı Ahbap Derneği’ne satması büyük bir skandaldır. Bir kamu kurumu olması gereken Kızılay’ın, kendi sorumluluğundaki çadır gibi en temel ihtiyaç malzemesini deprem bölgesine sevk etmek yerine ve üstelik bunu bir yardım derneğine parayla satması kabul edilemez. Kızılay’ı bir kamu ve sosyal kurum olmaktan çıkarıp bir şirkete dönüştüren AKP’nin, halk can derdindeyken, rant peşine düşmesi yalan dolanla örtmeye çalıştığı kimliğinin açık ispatıdır. Bu durum AKP’nin karakteri açısından şaşırtıcı değildir. Bir yandan ‘tüm kaynaklar seferber edilmiştir’ derken öte yandan Kızılay çadırlarının kar kalemi olarak satılması AKP’nin yalan dolan siyasetinin somut bir örneğidir.
Ancak bu skandalın parçası olan AHBAP Derneği’nin satışın olduğunu teyit etmesi, işin bir başka skandal boyutudur. Halkın parasıyla zaten halka ait olan çadırların satın alınması tam bir garabettir. Bu garabete sebep olan düzen sorgulanmalıdır! Halkımız depremzede yurttaşlar için bağış yaparken, AKP Kızılay üzerinden bu bağışlara ‘çadır satışı’ üzerinden el koymuştur. Bu durum Kızılay’ın halka çadır dağıtmadığının, AFAD’ın sınıfta kaldığının da bir başka göstergesidir. Kızılay’ın depremden yıllar önce 90 bin çadır stokuna sahip olduğu, bu sayıyı 120 binlere çıkaracaklarını beyan etmesine rağmen ellerinde deprem sırasında 40 bin çadır bulunduğunu resmi olarak açıklaması ise bir başka skandaldır. Dernek ve vakıf adıyla faaliyet yürüten tarikat ve cemaatler, AFAD ve Kızılay malzemelerini kendi adlarına halka mı dağıtmışlardır?
- Başta AKP ve MHP olmak üzere, enkazın asıl sorumlusu olan iktidarın ‘devletin aciz gösterilmesi’ gibi bir gerekçe ile AHBAP’a ilişkin tahammülsüzlüğünün arkasında yatan bu satışla da birlikte yalan dolan siyasetinin bir diğer göstergesidir. AHBAP’ın halkın malı olan çadırları halkın parasıyla satın alması ise sorgulanması gereken bir başka konudur. Bu durum “deprem telaşı ve acil durum” gerekçe gösterilerek yapılan ‘iyi niyetli bir açıklama’ ile meşrulaştırılamaz.
Halkın malı olan çadırları satın almış olmak ile açık bir hukuksuzluğa ortak olunmuştur. Bu çadırların varlığıyla ilgili kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekirken, sözleşme imzalamanın peşinde koşmak, çadırların en kısa sürede bölgeye sevk edilmesini engellemiştir. Bu durum ise en hafif tabirle iyi niyetin olabilecek en kötü sonucunu doğurmuştur. On binlerce insanımızın yaşamını yitirdiği, milyonlarca yurttaşımızın evsiz kaldığı bir zamanda yardımları ve dayanışmayı bir ticaret, kar ve rant konusu haline dönüştüren bu garabet, bir rejim ve sistem sorunudur.
- ‘Türkiye’yi bir holding gibi yöneteceğiz’ diyerek devlet kurumlarını şirkete dönüştüren AKP rejimiyle vücut bulan halk düşmanı yağma ve rant düzeni yıkılmalıdır. Bütün Kızılay yöneticileri derhal görevden alınmalı, Kızılay ve AFAD, AKP elinden kurtarılmalıdır. Piyasa zihniyetinin uzantısından başka bir şey olmayan sivil toplumculuk değil kamucu bir devlet örgütlenmesinin ne kadar yaşamsal olduğu ortadadır. Bunun için bütün yurttaşlarımızı mücadeleye çağırıyoruz.